Yüzyılın tehlikesi küresel ısınma her gün başka şekillerde başka afetlerle yüzünü göstermekte. Aşı ve mülteci karşıtları arasında sıkışıp kaldığımız +40 derece sıcakta yaşam mücadelesi sürerken, ülkenin dört bir yanından yükselen alevlerle sarsıldık. 17 ilde 58 ayrı noktada çıkan yangınlarla biz de usul usul yandık aslında, vicdanı olanlar kavruldu. Sarsılmak dediysem çok şaşırdığımız bir ruh hali de değil zira ülkemizde sarsılmak bir yaşam şekli alışık olduğumuz bir durum. ‘Acıyı duyabiliyorsan canlısın. Başkalarının acısını duyabiliyorsan insansın’ diyor ya Tolstoy, sarsılarak ve acıyarak günü güne ekliyoruz. Şu an için sadece 3 insanın öldüğü Manavgat yangınında kaç kaplumbağa telef oldu bilmiyorum ya da kaç koyun, keçi, ördek, inek, kuş. Doğanın ev sahipleri yanarak küle döndü alevler bir canavar gibi sardı her yanımızı ve bizi yönetenler kayıpları halen sadece insan olarak ifade ediyor. Acı olan tam da bu tavır işte.
BİR KAPLUMBAĞA İLE KONUŞTUM
İs kokuyor her yanımız. Antalya’da is kokusunu solurken rüyamda ağlayan bir kaplumbağa ile konuştum 7.derece yanıktı. Amazon ve Avustralya’da meydana gelen yangınlarda ölen kanguruların yanına doğru yürüyordu gözünden yaşlar gelerek. Manavgatlı bir arkadaşımın ‘Çocukluğum yanıyor’ diyerek paylaştığı fotoğrafı görünce Oymapınar çevresindeki ağaçların yeşil tebessümünü, anılarımızı düşündüm. İnce bir kalp sızısından başka bir şey değildi aslında yaşadıklarımız. Manavgat, Bodrum, Alanya, Mersin, Kozan, Didim, Akseki için içinyanan binlerce ağaç türü, yavaş yavaş çöle dönen bir coğrafyadayız bugün. Yerel merciler üstün gayretleri ile yangına müdahaleye çalıştı ama ateş hep daha hızlı. Manavgat’ın sondurumu ise içler acısı. Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen’in sosyal medyada paylaşılan fotoğrafına baktım uzun süre. Gözyaşları içinde yeşil cennetin gri bir kül bulutuna dönüşüne bakıyordu başkan, gözlerinde derin bir çaresizlik…
NEDEN SADECE 3 UÇAK?
Yangın riski yüksek bir bölgede yangına müdahale süresi ve şekli yangın söndürme uçaklarının yetersizliği konusu ise malumunuz. Son olarak THY’in kullanılmayan söndürme uçakları konusunda Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli yaptığı açıklamada “Bizim THK ile sorunumuz yok. Bu uçaklarla ilgili problem var. Bu uçak, uçabilecek kapasitede değil. Uçsa bile performans verebilecek kapasitede değil. Hâlâ antikacı dükkanı gibi 1960’lardan kalma uçakları kullanalım tarzı açıklama yapılıyor” Peki sayın bakan, antikalar kalsın da bizim neden yüksek risk taşıyan Akdeniz bölgesi bitki örtüsünü korumak için özel bir filomuz yok. Yunanistan’da 20 uçak varken, Türkiye’de neden sadece 3 yangın söndürme uçağı var. Biz Kıbrıs’a Millet Bahçesi müjdesi değil, yangın söndürme filosunun güçlendirilmesini istiyoruz. Hakiki müjde budur zaten.
PARİS İKLİM ANLAŞMASI ONAYLANMALI
Manavgat’a komşu il ve ilçe belediyelerinden hızla destek geldi Büyükşehir tüm gücüyle orada, Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu Kızılay ve ‘sıcak yemek’ desteğini açıkladı da esas meselenin kaynağına inmek gerekiyor. Orman alanlarına yakın yerleşimler kurmamak ,20 yıldır ışık hızıyla artan beton arsızlığına son vermek, iklim krizi meselesine eylemle çözüm üretmek, dere yataklarının işgalini önlemek gibi. Mesele 3 gün sıcak yemek ve hijyenik ürün temin etmek değil ki! Samimiyet; eylem ve söylemdeki uyumla ciddiyet kazanır. 21.YY’ın en büyük tehdididir küresel ısınma. Keza tüm dünyadan orman yangınları haberleri gelmekte. Gezegen alarm vermektedir. Ve tüm dünya ülkelerinin ortak hareket etmesi şarttır. Ezcümle,TBMM acilen Paris İklim Anlaşması’nı onaylamalıdır. Tüm siyasi partiler bunun için mücadele etmelidir.